Asırlara meydan okuyan Hacı Bekir Lokumcusu, 1777 yılından bu yana lokum severlere hizmet veriyor. Osmanlı döneminden bu yana lezzetinden ve hizmet kalitesinden hiçbir şey kaybetmeyen bu marka; aradan geçen zamanda lezzetine lezzet, ününe ün katmış. Günümüzde dördüncü ve beşinci kuşaklar tarafından yönetilen Hacı Bekir Lokumcusu bir fabrika, 2 üretim tesisi ve 4 dükkan ile faaliyetlerine devam ediyor.
Marka ayrıca Amerika Birleşik Devletleri, Yeni Zelanda, Malezya, Orta Doğu, Norveç ve İngiltere’ye uzanan geniş bir coğrafyaya ihracat yaparak Türk lokumunun dünya genelinde tanınmasına katkıda bulunuyor.
Hacı Bekir Lokumcusu’nun ülkemize katkıları bununla da sınırlı değil! Lokumun ilk üreticilerinden sayılan bu marka Türk kültür varlığı açısından da oldukça önemli bir yere sahip. Çünkü markanın Bahçekapı’daki ilk dükkanı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafında tescillenerek yaşayan müzeye dönüştürüldü.
Gelin şimdi yaşayan en tatlı müzeye ev sahipliği yapan bu markayı biraz daha yakından tanıyalım.
Hacı Bekir Lokumcusu’nun, Bahçekapı’daki ilk şekerci dükkanı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından tescillenerek yaşayan müzeye dönüştürülmüştür.
Bahçekapı’daki bu dükkan aslında Şekerci Hacı Bekir Efendi’nin 1777’de açtığı ilk mağaza.
Hacı Bekir Efendi, tek göz odadan oluşan dükkanın arka tarafında bulunan ocakta yıllarca birbirinden lezzetli şekerler ve lokumlar yapmış, yeni yeni şekerleme türleri üretmiştir.
Zamanla işler büyüdükçe dükkan da büyümüş; önce 33 metrekarelik ilk bölüm, sonraki yıllarda ise aktariye dükkanı mağazaya eklenmiştir. Böylelikle dükkan 88 metrekare büyüklüğüne ulaşmıştır.
Bahçekapı mağazası, 1777 yılından bu yana, beş kuşaktır şekerci dükkanı olarak işletilmektedir.
Otantik mimarisiyle dikkat çeken bu müze, 1989 yılında restore edilmiştir. Restorasyon yüksek mühendis Doğan Şahin tarafından aslına uygun olarak gerçekleştirilmiştir. Restorasyon sırasında Şekerci Hacı Bekir zamanından kalma kemerli ocak ve çatıdaki baca tamamen aynı şekilde muhafaza edilmiştir.
Restorasyonun detaylarında Ressam Preziosi’nin tablosundan destek alınmış; tabloda resmedilen tezgah, ocak, raflar ve tavanda görülen çiçek resimli kepenkler korunmuştur.
Ayrıca dükkanın en eski kısmında Preziosi’nin “Şekerci” tablosu üç boyutlu olarak yerleştirilmiştir.
Hacı Bekir Efendi’nin Türk Mutfağına Mirası: Şekerler ve Lokumlar
1777 yılında Kastamonu’nun Araç ilçesinden yola çıkan Bekir Efendi, İstanbul Bahçekapı’da günümüzde yaşayan müzeye çevrilen bu küçük dükkanda kendi ürettiği şeker ve lokumları satmaya başlamıştır.
Takvimler 1817 ila 1820 yılları arasını gösterdiğinde Bekir Efendi hacca giderek hac görevini yerine getirir. Bu tarihten itibaren dükkanın adı Hacı Bekir Efendi olarak anılır.
Geçmişte şekerleme üretimi günümüzdeki gibi çeşitli katkı maddeleri ve kıvam arttırıcılar kullanılarak yapılmamaktaydı.
Genellikle bal, pekmez, su ve un kullanılarak üretim yapılıyordu. 19’uncu yüzyılda Avrupa’da kurulan rafinerilerde imal edilen şeker Türkiye’ye getirilir.
Şekerci Hacı Bekir, bu şekerleri alıp havanda döverek eritmeye, ardından limon, tarçın, gül, sakız gibi aroma vericilerle karıştırarak farklı renklerde akideler üretmeye başlar.
1811 yılında nişastanın keşfinden sonra Şekerci Hacı Bekir Efendi nişasta ve şekeri karıştırarak lokumu üretir. Hacı Bekir Efendi, lokumun ilk üreticilerinden biri olarak kabul edilmektedir.
Tamamen kendi yaptığı çalışmalar ile Türk şekerleme ve lokum dünyasına birçok çeşit kazandıran Hacı Bekir Efendi ayrıca badem şekeri, badem ezmesi gibi şekerlemeler de imal eder. Hacı Bekir akide şekeri en az lokumu kadar ünlüdür. Ayrıca Hacı Bekir, çikolata alanında da çeşitli çalışmalar yapmıştır.
Aradan geçen yıllarda Hacı Bekir Efendi ve imal ettiği ürünlerin ünü Osmanlı Sarayı’na kadar ulaşır; 1820 yılında Hacı Bekir Efendi, Padişah II. Mahmud tarafından sarayın Şekercibaşı görevine getirilir. Bu tarihten itibaren sarayın şekerlemeleri Hacı Bekir Efendi’nin dükkanından alınır.
Hacı Bekir Efendi’nin İngiliz müşterilerinden biri aldığı lokumları ülkesinde farklı isimle ikram etmeye başlar. O günden bugüne lokumun İngilizce konuşulan ülkelerde “Turkish Delight”, Fransa ve Balkanlar’da ise “Lokoum” olarak adlandırıldığı söylenir.
Hacı Bekir Efendi’nin vefatından sonra işe oğulları devam eder. Oğullar da sırayla sarayın şekercibaşı görevine getirilir. Hacı Bekir Efendi’nin oğulları ve torunları yurt dışındaki çeşitli fuarlara katılarak Türk lokumunu tanıtır. Hatta bazı fuarlardan gümüş ve altın madalyalar ile dönerler.
1926 yılında Atatürk’ün talimatıyla Türkiye’nin sanayisini Kuzey Afrika ve Avrupa ülkelerine tanıtmak amacıyla Karadeniz Gemisi’nde 90 gün süren ilk yüzer sergi düzenlenir. Bu sergiye Hacı Bekir Şekercisi de tüm ürün çeşitleriyle birlikte katılır.
Bu tarihten sonra da Hacı Bekir Lokumcusu tanıtım faaliyetlerine ve üretime devam eder. Marka 1989 yılında Eminönü’ndeki üretimini Pendik’teki fabrikasına taşır. Günümüzde marka tüm üretimini bu fabrikada yapmaktadır.
Hacı Bekir Lokumcusu, dünyanın en eski 100 markasından biridir.
Kaynak: https://www.nefisyemektarifleri.com/blog/haci-bekir/